Pazartesi, Şubat 09, 2009

HAN DUVARLARI

Yagiz atlar kisnedi, mesin kirbac sakladi,
Bir dakika araba yerinde durakladi.
Neden sonra sarsildi altimda demir yaylar,
Gözlerimin önünden gecti kervansaraylar...
Gidiyordum, gurbeti gönlümde duya duya,
Ulukisla yolundan Orta Anadolu´ya.
Ilk sevgiye benzeyen ilk aci, ilk ayrilik!
Yüregimin yaktigi atesle hava ilik,
Gök sari, toprak sari, ciplak agaclar sari...
Arkada zincirlenen yüksek Toros daglari,
Önde uzun bir kisin soldurdugu etekler,
Sonra dönen, dönerken inleyen tekerlekler...
Ellerim takilirken rüzgarlarin sacina
Asildi arabamiz bir dagin yamacina.
Her tarafta yükseklik her tarafta issizlik,
Yalniz arabacinin dudaginda bir islik!
Bu islikla uzayan, dönen, kivrilan yollar,
Uykuya varmis gibi görünen yilan yollar
Basini kaldirarak boslugu dinliyordu,
Gökler bulutlaniyor, rüzgar serinliyordu.
Serpilmeye basladi bir yagmur ince ince,
Son yokus noktasindan düzlüge cevrilince.


Nihayetsiz bir ova benzimizi,
Yollar bir serit gibi ufka bagladi bizi.
Gurbet beni muttasil cekiyordu kendine,
Yol, hep yol, daima yol... Bitmiyor düzlük yine.
Ne civarda bir köy var,ne bir evin hayali,
Sonun ademdir diyorinsana yolun hali.
Ara sira geciyor bir atli, iki yayan,
Bozuk düzen taslarin üstünde tikirdayan
Tekerlekler yollara bir seyler anlatiyor,
Uzun yollar bu sesten silkinerek yatiyor...
Kendimi kaptirarak tekerlegin sesine
Uzanmisim, kalmisim yaylinin siltesine.

Bir sarsinti... Uyandim uzun süren uykudan,
Geciyordu araba yola benzer bir sudan.
Karsida hisar gibi Nigde yükseliyordu,
Sag taraftan cingirak sesleri geliyordu:
Agir agir önümden gecti deve kervani,
Bir kenarda göründü beldenin viran hani.
Alaca bir karanlik sarmadayken her yeri
Atlarimiz cözüldü, girdik handan iceri.
Bir deva bulmak icin bagrindaki yaraya
Toplanmisti garipler simdi kervansaraya.
Bir noktada birlesmis vatanin dört bucagi,
Gurbet ceken gönüller kusatmisti ocagi.
Bir parilti gördü mü gözler hemen daliyor,
Sisesi is baglamis bir lambanin isigi,
Her yüze ciziyordu bir hüzün kirisigi.
Gitgide birer ayet gibi derinlestiler
Yüzlerdeki cizgiler, gözlerdeki cizgiler...
Yatagimin yaninda esmer bir duvar vardi,
Üstünde yazilarla hatlar karismislardi:
Fani bir iz birakmis burda yatmissa kimler,
Aygin baygin maniler, acik sacik resimler...

Uykuya varmak icin bu hazin günde, erken,
Kapanmayan gözlerim duvarlarda gezerken
Birdenbire kipkizil birkac satirla yandi,
Bu dört misra degildi,sanki dört damla kandi.
Ben garip cizgilerle ugrasirken basbasa
Raslamistim duvarda bir sair arkadasa:

On yil var ayriyim Kinadagi´ndan
Baba ocagindan, yar kucagindan
Bir cicek dermeden sevgi bagindan
Huduttan hududa atilmisim ben

Altinda da bir tarih: Sekiz Mart otuz yedi...
Gözüm imza yerinde baska bir ad görmedi.
Artik bahtin aciktir, uzun etme, arkadas!
Ne hudut kaldi bugün, ne askerlik, ne savas;
Araya gitti diye iclenme baharina,
Huduttan götürdügün san yetisir yarina!..

Ertesi gün basladi gün dogmadan yolculuk,
Soguk bir mart sabahi... Buz tutuyor her soluk.
Ufku tutusturmadan fecrin ilk alevleri
Arkamizda kaliyor sehrin kenar evleri.
Bulutlarin ardinda gün yanmadan sönüyor,
Höyükler bir dag gibi uzaktan görünüyor...
Yanimizdan geciyor agir agir kervanlar,
Bir derebeyi gibi kurulmus eski hanlar.
Biz bu sonsuz yollarda variyoruz, gitgide,
Iki dag ortasinda bogulan bir gecide.
Siki bir poyraz beni titretirken icimden
Gecidi atlayinca sasidim sevincimden:
Ardimdakalan yerler anlasirken baharla,
Önümdeki arazi örtülü simdi karla.
Bu gecit sanki yazdan kisi ayiriyordu,
Burada son firtina son dali kiriyordu.

Yaylimiz tüketirken yollariayni hizla
Savrulmaya basladi karlar etrafimizda.
Karlar etrafi beyaz bir karanliga gömdü,
Kar degil, gökyüzünden yagan beyaz ölümdü...
Gönlümde can verirken köye varmak emeli
Arabaci haykirdi: " iste Arapli Beli! "
Tanri yardimci olsun gayri yolda kalana,
Biz menzile vararak atlari cektik hana.

Bizden evvel buraya inen üc dört arkadas
Kurmustular tutusan ocaga karsi bagdas.
Citirdayan calilar dört cana can katiyor,
Kimi haydut kimi kurt masali anlatiyor...
Gözlerime cökerken agir uyku sisleri
Cicekliyor duvari ocagin akisleri.
Bu akisle duvarda cizgiler beliriyor,
Kalbime ates gibi su satirlar giriyor:

Gönlümü cekse de yarin hayali
Asmaya kudretimyetmez cibali
Yolcuyum bir kuru yaprak misali
Rüzgarin önüne katilmisim ben


Sabahleyin gökyüzü parlak, ufuk acikti,
Günesli bir havada yaylimiz yola cikti...
Bu gurbetten gurbete giden yolun üstünde
Ben üc mevsim degismis görüyordum üc günde.
Uzun bir yolculuktan sonra Incesu´daydik,
Bir handa,yorgun argin, tatli bir uykudaydik.
Gün dogarken bir ölüm rüyasiyla uyandim,
Basucumda gördügüm su satirlarla yandim!

Garibim, namima Kerem diyorlar
Asli´mi el almis, harem diyorlar
Hastayim, derdime verem diyorlar
Marasli Seyhoglu Satilmis´im ben

Bir kitabe kokusu duyuluyor yazinda,
Korkarim, yaya kaldin bu gurbet cikmazinda.
Ey MarasliSeyhoglu, evliyalar adagi!
Bahtina lanet olsun asmadinsa bu dagi.
Az degildir varmadan senin gibi yurduna,
Post verenler yabanin hayduduna, kurduna!..
Arabamiz tutarken Erciyes´in yolunu:
" Hanci, dedim, bildin mi Marasli Seyhoglu´nu?"
Gözleri uzun uzun burkuldu kaldi bende,
Dedi:
- Hana sag indi,ölü cikti gecende!

Yasaran gözlerimde her sey artik degisti,
Bizim garip Seyhoglu buradan gecmemisti...
Gönlümü Marasli´nin yakti kara haberi.

Aradan yillar gecti, iste o günden beri
Ne zaman yolda bir hana raslasam irkilirim.
Cünkü sizde gizlenen dertleri ben bilirim,
Ey köyleri hududa baglayan yasli yollar,
Dönmeyen yolculara aglayan yasli yollar!
Ey garipcizgilerle dolu han duvarlari,
Ey hanlarin gönlümü sizlatan duvarlari...

FARUK NAFIZ CAMLIBEL

  • Ben ne yazikki sairin ifade ettigi böyle bir yolculuklarin yapildigi bir nesle ait degilim. Benim neslim de hatirladigim en eski yolcuklar otobüslerle yapilirdi. Yanliz alilemle yapmis oldugumuz memleket ziyaretleriyle bu siirde anlatilan gaz lambasinin yüzlerde biraktigi izleri, sobalarin isinirken cidirdayan cali sesleri, evlerin arka bahcelerinde büyük kara kazanlarda cali cirpiyla pisen yemeklerin koku ve tatlarini az da olsa yasamis olan bir nesle aitim.
  • Biliyor musunuz simdi yurtdisinda yasiyorum ama yasadiklarimi eskilerin deyimiyle bir kese altina bile degismem. Cok yazik simdiki sehirli nesiller bunlari yasayamiyor.
    • Hiç yorum yok:

      Yorum Gönder

       
      Daisypath Anniversary tickers